bahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2024 Cumartesi

BAHAR DİZİSİ YORUM


Uzun zaman sonra bir Türk dizisi izlediğimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında Kore dizi uyarlaması olan bu diziye bayıldım ki uyarlamalarda hep ana diziye sadık kalınmasını isterim. Gereksiz uzatmalar olmasın eğer 16 bölüm ise o dizi lütfen 16 bölümde kalsın gibi. Oysa şimdiden 2.sezonu bekleyebilirim diyorum. 

DR.CHA

(pinterestten alınmıştır)

Bahsettiğim dizi Dr. Cha adlı Kore dizisinin ülkemize uyarlanan ve Salı günlerinin izlenmesinde ilk sırada olan Bahar dizisi... İzlemenizi mutlaka tavsiye ederim.

BAHAR

(pinterestten alınmıştır)

Bahar; Aile, Fedakarlık ve Hayatta Kalma Mücadelesi...

Dizinin başrol oyuncusu olan demet Evgar; en son Aile Arasında Filminde izlemiştim. Yok böyle harika bir enerji diyorum. Karakterleri inanılmaz bir gerçekliğe sarıyor adeta. Buğra Gülsoy ve Mehmet Yılmaz Ak ile diyebilirim ki her oyuncu seçimi harika.  Dizi

Bahar karakterinin(Demet Evgar) yirmi yıl öncesinde tıp fakültesinden mezun olduktan sonra mesleğini yapmayıp ancak yaşadığı sağlık sıkıntısından sonra mesleğine geri dönmek istemesini konu alan bir dizi. Bahar hayatını eşi Timur( Mehmet Yılmaz Ak) ,çocuklarına ve kayınvalidesine adamıştır. Ancak Bahar'ın yaşadığı sağlık sıkıntısı hayatlarının alışılagelmiş düzenlerini alt üst eder. 

Bahar, ölümle karşı karşıya kaldığında eşinin gerçek yüzüyle karşılaşır fedakarlığının tek taraflı olmasının insanın içinde bir şeylerin kırılmasıyla yeni bir hayata başlar. O yeni hayat yaşayamadıkları ve aslında mutlu olmayı ertelemeden nelere doğru ilerlemesi gerektiğini anladığı bu süreçte favorim Bahar karakterinin yanı sıra tabi ki Doktor Evren(Buğra Gülsoy)... 

Dizideki karakterlerin derinliğine inildikçe daha da çok izleneceğini düşünüyorum. Fedakarlık ve aile bağları ve duyguların sınandığı, ömür boyu giyilen minnet hırkasının bir insandan neleri götürebileceğini, gelecek; verilen kararların anlamının oluşturan bir algı olduğunu anlıyoruz.

Orjinal yapımını da izlemenizi tavsiye ederim ki Dr.Cha dizisi de Güneykore'de oldukça fazla izlenme oranları almış bir dizi ama Bahar daha böyle içimizden bir dizi olmuş sanki. 

Yorumlarınızı bekliyorum...

25 Mayıs 2020 Pazartesi

BAHAR MİMİ



Morduşlerkitaplığının birbirinden alakasız Beş Soru Mimi davetine icabet etmemek olmazdı değil mi? Onun blog yazısına da ulaşabilirsiniz, birbirinden güzel yazıları olan sevdiğim bir blog :) Fotoğraf geçen yıldan bir bahar fotoğrafı... Adana'nın en güzel mevsimi olan bahar mevsiminde tarihin en eski köprüsü olan Taşköprüsün ufacık bir parçası görünse de bir ağacın gölgesinde dinlenebilmenin fotoğrafı... Gelelim  birbirinden alakasız 5 soru mimine;

1. Koleksiyon yapıyor musun cevabın evet ise ne topluyorsun?

Çocukken kartpostal koleksiyonum vardı. Ama büyüdükçe daha farklı koleksiyonlar yapsam da küçük not defteri koleksiyonum var. Hediye etmeyi de sevdiğim için elimde sayılı kaldı ama olsun :)

2.İlkokul öğretmenlerinden adını unutmadığın biri var mı? (Evet/Hayır)

Evet...

3. Bahar mevsimin bitmesine az kaldı. Bu bahar mevsiminin öncekilerden ne farkı oldu?

Adana'nın en güzel mevsimi bahardır. Nisan ayında portakal çiçeği festivali olurdu bu yıl iptal edildi. Sokaklar portakal çiçeğinin kokusu ve görsel şöleni ile dolu olurdu. Sarının ve turuncunun en güzel renklerini görebildiğimiz bu mevsimi yaşamadan izlemek zorunda kaldık. Bu açıdan biraz farklı bir bahar oldu ama olsun sağlığımız yerinde olsun inşAllah daha ne baharlar göreceğiz. Umarım tüm dünyayı etkisi altına alan bu virüse karşı bir aşı geliştirilir. 

4.Yaz mimini başlatacak olsan adını ne koyardın?

Yaz; diğer üç mevsimi de kalbinde taşıyan bir mevsim. Hayallerimizi belki de anılarımızı erteledik, pandemi sürecinde. Bu yüzden yaz mimi başlatacak olsam adını yaz rüyası mimi koyardım. Rüyalarınızı; hayallerinizi anlatacağınız bir mim :)


5. Pencerenizden dışarı baktığınızda nasıl bir manzara karşınıza çıkıyor?

Mor renginin en güzelini bizlere gösteren jakaranda ağaçları rüzgara direnirken zamanı durduruyor adeta... Yapraklar yolun ortasına savrulurken keşke rüzgar izlediğim pencereye ulaştırsa diyorum...
 Herkese iyi bayramlar diliyorum. Biraz farklı bir bayram oldu bu bayram görüşmelerimizi telefonla yaptık. Günlerin sakinliğini belki de ilk kez bu kadar hissettik. Sağlıkla mutlu günlerimiz olsun inşAllah :) Beklerim yorumlarınızı... 



8 Mayıs 2020 Cuma

CELENES BY SWEDEN ROLL-ON


Her gün Cuma; her gün hafta sonu tadında durum biraz kalabalıklaştı sanırım. Bulvar üzerinde oturduğumuz için trafiği gözlemleme imkanımız biraz daha fazla. Son iki gündür sokaklar eski Adana gibi. Trafik yoğunlaştı ve insanlar dışarıda daha çok vakit geçiriyor gibiler. Ben hala gerekli olmadıkça dışarı çıkmıyorum.
 Online kozmetik alışverişi daha çok yapmaya başladım ama. Yaz yaklaştıkça içeriği temiz daha az kimyasal madde bulunan roll-on arayışlarıma çeşitlilik vermek için Celenes by sweden mineral Trendyol'dan sipariş vermiştim. Neyse ki çok bekletmedi beni. Son zamanlarda istediğim bazı siparişleri kendiliğinden iptal edip bekletiyorlar. 
Ürünü 24,90 TL gibi bir fiyata satın almıştım. Yanında tester celenes temizleme jeli
de göndermeleri güzeldi. Tester ürünleri gerçekten seviyorum ya da minik hediyeleri. 

CELENES BY SWEDEN MİNERALLİ ROLL-ON
İçeriğinde paraben, alkol, mineral yağ ve alimünyum tuzu bulunmamakta. 
*Termal sudan gelen doğal mineral içeriği ile ter bezlerini tıkamadan ter kokusunun oluşumunu engeller.
Bu ürünü Adana sıcağı diyebileceğim çok sıcak günler gelmeden kullanmaya başladım. Hemen hemen on beş gün oldu. Memnun kaldığım,vaadini yerine getiren bir ürün oldu benim için. Ama dört dörtlük diyebilmem için mevsimin biraz daha değişmesini beklemek de gerekiyor. Bugüne kadar çok çeşitli roll-on kullandım. Kimisinin kullanım sonrası oluşturduğu o hissi sevmedim. Kimi temiz içerik olduğunu düşündüğüm ürünler ise terlemeye ve ter kokusuna karşı başarılı olamadılar ya da 
 Roll-on kendi kokusu ter kokusu ile birleştiğinde pek de hoş olmayan bir koku oluşturdu. Celenes by sweden roll-on  kokusu olmayan bir ürün. Parfüm ya da kimyasal koku kullanımda almıyorsunuz. Ben roll-on ile uyumlu parfüm kullanmaya da alıştığımdan ilginç gelmişti bana. İçeriği temiz ürünler bakıyorsanız; özellikle watsons online indiriminde 14 TL olduğunu gördüm. İndirim zamanı bu ürünü tavsiye ederim.
Şimdilik yorumlarım bu kadar güzel bir hafta sonu olsun hepimiz için...
Instagram: @camdanduslerblog


1 Mart 2020 Pazar

EJDERHANI NASIL EĞİTİRSİN?

                                 
 Bir kapının ardında tüm güzellikler 
bizimle olsun. Umut etmek, yaşamdaki güzellikleri görebilmek dileğinde... Üzücü günler yaşıyoruz Allah herkesin yardımcısı olsun. Bir haftadır boğaz enfeksiyonu kulaklarıma vurunca vertigom tetiklendiği için zor da olsa ilaçlarla okula devam ettim.Geçen hafta pazartesi günü gitmediğim gün için rapor alabilsem de diğer günlerde gitmemezlik yapamazdım. Mecburiyetler...Maaşımı alabilsem en azından iyi olurdu 
da neyse ... 
Evde okula gitmeden önce en azından sesimi dinlendirebilmek biraz da nefes alabilmek için çocuklar için film arayışına girmiştim. Animasyon filmleri; büyük çoğunluğu hem eğitici hem de eğlenceli oluyor. Son bir gayret araştırırken How to train your dragon? serisini gördüm. İlk filmini izlettirebilirim diye düşündüm ama ilginç izlenimler edindim. Derste sürekli hareket halinde olmak isteyen çocuklar heyecanla izlerken normalde derste düzenli ve aktif katılanlar huzursuzluk oluşturdular. Özellikle de 5. sınıflar; 6.sınıfların izlerken daha fazla eğlendiğini fark ettim. Ortaokulda arkadaşlarımızla film izlediğimizde dünyalar bizim olurdu. İngilizce derslerinde örümcek adam serisini açar ve tekrar yaptırırdı öğretmenimiz. Şimdi ise tek istenilen oyun oynanılması üzücü...Ejderhanı nasıl eğitirsin; filmini ilk kez izledim ve kesinlikle tavsiye ederim.Film 4 seriden oluşuyor. İlk filmi ise hikayenin en çok arkadaşlığın başlangıcı... 


EJDERHANI NASIL EĞİTİRSİN?


Gecenin Öfkesi Ejderha(Dişsiz)


Filmin ana kahramanı Hiccup 

Berk Adası'nı kendilerine yurt edinen ejderhalar Hiccup'ın yaşadığı (babası vikinglerin lideri) kasabaya saldırmaktadır. Hem yiyeceklerini çalmakta hem de evlerini yakmaktadırlar. Durum böyle olunca yetişkinlik çağına gelen kasaba sakinleri için ejderhaları öldürmek bir görev olmuştur. Zamanı geldiğinde ise vikinglerin liderinin oğlu olan Hiccup babasının da baskısıyla ejderha öldürmeye niyetlenmiştir. Bir mekanizma oluşturur ve umulmayanı yapar. Gecenin Öfkesi adı verilen nadir bulunan bir ejderha türünü yakalar. 
Ancak öldüremez; onu serbest bırakır Hiccup... Sonrasında ise harika bir arkadaşlık başlar. 
6 yaş üzeri için uygun
olan bu animasyon yetişkinler için de oldukça güzel bir film. Hiccup'ın yetenekleri ve hassasiyeti verdiği emek ile Gecenin Öfkesi aslında Hiccup'ın verdiği isimle Dişsiz'in macerasını izlerken güldüğünüz çok yer olacak. Öldürmeye odaklanırken Hiccup anlamalıyız inadı ile yanına yeni arkadaşlar da edinecektir.
 Hiccup; kasabada yaşayan halka göre cılız ve zayıf olduğu için dışlansa da merhameti ve dikkati ile anlaşılmayan korkulan durumların hassasiyetini çözmüştür. Dişsiz ise sadakatle Hiccup'a bağlandığında arkadaşlıkları; izlemesi oldukça keyifli bir film olmuştur. İzlemenizi tavsiye ederim. 

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...


6 Mayıs 2019 Pazartesi

HOŞGELDİN RAMAZAN

   
                Bizi bir Ramazan'a daha kavuşturan Allah'ım hamdolsun... Ramazan yalnızca aç kalmak değildir; kalbimizi tüm kötülüklerden sakındırmak; dilimize hakim olmak; sabrın imtihanını geçebilmektir. En çok anlamak; belki de uzun zamandır yapmadığımız bir şey... Anlamak... Anlamak için dinlemek; gözlemlemek empati denen olguyu düşünmek gerekir. Yorgun bir insana neden yorgunsun demek yerine bazen bir tebessüm bazen de küçük bir hatırlatma ile yanında olduğunu belirtmek gerekmez mi? Bilmiyorum... Beklentilerimi azaltmam gerektiğini söyleseler de insan kalbinin güzelliğine daima inandım. Küçücük gibi duran her bir detayın güzelliğinin mutluluğuna inandım. Kış mevsiminin cesaretine; baharın güzelliğine yazın tüm bunaltıcı sıcağına rağmen yıldızların canlılığına sonbaharın ise düzenine... Rutinlikteki derinliğe...

          Tamamlayamadığım yığınla şeye rağmen yaş aldıkça anlıyor insan. Kalp kırgınlıklarının ağırlığında kaldıkça büyüdüğünü... Elimde bu ara yeniden Matmazal Noralya'nın Koltuğu/Peyami Safa kitabı var. Kimi dönemlerde okuduğum kitapları yeniden okumayı seviyorum. Değişimi altını çizdiğim paragrafların artmasında; aldığım notlarda hissediyorum...
"Ne hayat! Ne hayal kırıklıkları! İnsan inanamıyor..."

       Mayıs; Haziran; Temmuz benim için sınav ayları. Bitmeyen bir kısır döngü gibi gelse de uzak mesafedeki arkadaşlarımın kalbini hissetmek onların verdiği moral şu sıra oldukça iyi geliyor. Tezimi ben yazmaktan yoruldum; tez danışmanımın oralı olmaması derken iki dönemdir çıkmayan ücretli öğretmenlik dönemin bitmesine çok az bir zaman kala çıktı; bir aylık bir koşuşturma bir kenara ulaşım için bulunduğum yere bir saatlik mesafede olması okulun; ayrıca ulaşım için vasıtanın çok sınırlı olması bakalım beni nasıl zorlayacak!

     İşsizlik en azından bir aylık mola versin değil mi? Özlemiştim ders anlatmayı... Bu ay da beni tanımasanız da  dualarınızda yer verirseniz çok sevinirim.  Bu yaz bitmeden aynı döngüde değil de bitmiş bir yüksek lisans; en azından düzenli bir iş gelecek yıl için sınavsız bir yıl olur...
Hayırlı Ramazanlar yeniden...




               

12 Mart 2019 Salı

MEVSİM KARARSIZLIĞI

BEYONCE HEAT

             Aynı gün içerisinde dört mevsim yaşama mevsimi Mart... Bahar mevsiminin ilk ayı olan bu ay şu sıra bulutlu; güneşi ise biraz çekingen. Ama bu ayı seviyorum. Kış mevsiminin ağırlığının kalkacağına dair umutlu ve biraz da meşgul bir ay. Çünkü izlemek istediğim filmler, okumak istediğim kitaplar ki gelmek bilmeyen kargolar :( ve gitmek istediğim yerler var. Evgeny Grinko konseri bunlardan biriydi ama kısmet olmadı. Türkiye Turu kapsamında Adana'ya gelmesi; sevdiğim bir arkadaşımın hatırlatması ile haberim olsa da gidemedim. Oysa Jane Maryam Şubat ayı boyunca dinlemekten vazgeçemediğim sözsüz rüya idi. Eğer dinlemediyseniz tavsiye ederim. Garip bir hüzün barındırsa da bana iyi geliyor. Şu sıra yazmak ve izlemek en iyi seçenek. Konuşsam da işine gelmeyecek nasılsa kelimelerime yazık diyebileceğim çok durum var.
     Yine de değişimin oluşturduğu yenilenme zamanı :) Bitenlerin yerine yenisi gelmeli. Beyonce Heat parfüm deodorant roll-on; deodorant parfüm üçlüsünde sevdiğim bir koku oldu. Farklı kokulardan şekerli ve biraz baharatlı ancak kalıcı kokuları seviyorum. Yıllardır Cecile serisinden vazgeçmememin aslında bu. Ağır bir koku değil ancak kalıcılığı desteklemelerle iyi. Antonia Bandares serisi (Kalıcılığı çok iyi)ve Yves Rocher Tendere Jasmin alışkanlığımın en güzel köşesinde.  Yasemin kokusu bana yazı hatırlattığı için kullanmayı seviyorum. Ancak günlük kullanımda Beyonce Heat ürünü sevdim. Genel olarak fiyatı 25 ile 35 arasında ama ben 20 liraya almıştım. Gratis'te satılmakta bu ürün. Etkili, tatlı ve güzel bir kokusu var. Cecile diva ile karıştırarak kalıcılığını artırdığım için kış süresince sevdiğim ikililer arasında yerini aldı. 
      Beklerim yorumlarınızı... İlkbahar hayatımıza güzel sürprizleri ile gelsin inşAllah...

6 Mart 2019 Çarşamba

ÇEKİLİŞ SONUCU


"Başını Alıp Gidersen , Başını Alıp Dönersin..."

Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna kitabı alıntısı ile yazıma başlayayım... Mart ayı şimdiden altı günü geride bırakmış. Güneş ve rüzgarın bir arada bulunduğu aynı gün içerisinde dört mevsim yaşandığı bu ay fotoğraftaki gibi... Bulutların güneşin yüzünü saklarken engel olmadığı bir gölgeleme ile doğayı canlandırıyor adeta. Bahar canlanma demek... Adana'da bahar Nisan ayında kendini tam anlamıyla gösterir. Etraf portakal çiçekleri ile dolar. Yollar yeşil renginin beyaz çiçekleri ile karşılar sizleri... Yolunuz düşerse eğer fotoğraflamadan geçmeyin... 2016 yılından bu zamana 3 yıl olmuş. Yazmayı çok seven birisi olarak iyi ki blog açmışım diyorum. Sevincin, üzüntünün, hayal kırıklıklarının birere paragraf haline gelerek bir yazı oluşturması ve sizlere ulaşıp yorumlarınızla canlanması ile hayatıma güzel bir sayfa açtığına inanıyorum. 

Şubat ayı süresince sürecek olan bir çekiliş başlatmıştım. Bu çekiliş bana biraz uğurlu gelse de katılım az olmuş aslında. Çok fazla yabancı yorum vardı. Yabancı yorumları çıkararak uygun bir şekilde katılım sağlayanların çekilişini ancak bugün yapabildim.  Kazanan Beyda' nın Kitaplığı olmuştur. En kısa zamanda bilgilerini ulaştırırsa eğer göndermek isterim.

7 Nisan 2018 Cumartesi

MİNİSO ADANA'YA AÇILDI

 
 
 Buralarda hava 30 derecenin üzerine çıktı. Sizin oralarda havalar nasıl? Bir anda yaz mevsimine girme düşüncesi ürkütüyormuş onu anladım. Hele ki bugün Adana portakal çiçeği festivaline gitmiş ve o sıcak hava saatlerini sonuna kadar yaşamışken Temmuz nasıl olacak acaba sorusunu beynimde dönüp durdu. Yaz çocuğum yaz mevsimi gerçekten seviyorum ancak Adana çok sıcak oluyor. Bu arada duymayan kalmasın portakal çiçeğinin öylesine güzel bir kokusu vardır ki tarif edilemez. Beyaz çiçekler bambaşkadır. Doğaldır. Mütevazi bir şekilde kendini saklarken anlarsınız. Bahar bizim burada böyledir. Çiçeklerle baharı anlarız. 20 li dereceler bahar demektir. O derecelerde gölgelere kaçmadan doğayı izlemek inanılmazdır. Yaz ise gölge arar durulur gerçi onunda ayrı bir güzelliği var ya neyse. Sahi ne anlatacaktım ben :) Geçen hafta sonu Miniso sonunda Adana'ya açıldı. Ben de hafta içi Miniso'ya gitme fırsatı buldum. Aslında başka bir şey ararken aa evet Miniso açılacaktı cümlesiyle mağazaya girmem ancak daha uzun durmalıyım bol vakitte dememle çıkmam bir oldu. Çok tatlı, sade ve aslında sadelikteki şirinlikte olan ürünleri çok sevdiğimi anladım. Minik çantalar, göz bantları, boyun yastıkları bakmam gereken çok ürün vardı ancak başka zamana artık. Yine de elim boş çıkmadım. Tamamen instagram da gördüğüm bir üründü. Ne olduğu hakkında en ufak bir bilgim yokken denemek için aldım.  
   
 
Bu yüz temizleme fırçası 16. 25 veya 16.75 TL idi. Net fiyatını hatırlamıyorum. Miniso'daki tüm ürünlerin ambalajları o kadar sevimli ki. Hatta kaliteli çünkü açmak için bayağı bir efor sarf ettim. Açılmadı bir türlü en son makasla kesmek zorunda kaldım.
  

 Bu minik duran aslında tam elimize göre olan yüz fırçası oldukça yumuşak. Beyaz renkte. Bir de yeşil olan vardı. Onun fırça ucu biraz daha değişik. Cildinize maske uygulaması yapıp cildinizi temizledikten sonra kullanım ya da makyaj sonrası makyajınızı sildiğinizde kalan kısımları temizlemek için bu fırçayı kullanabileceğiniz belirtilmiş. Genellikle yüze fırça gibi ürünleri kullanmada çekinirim ancak o kadar yumuşak ki sempatik geldi bana. Makyaj sonrası cildimi temizledikten sonra kullanmaya başladım. Deseniz ki çok fazla bir fark gördün mü; hayır. Gereksiz ancak sempatik bulduğum ürünler arasında yerini aldı. Belki fikrimi değiştirecek bir etkisi olursa yazarım.

 
 
Miniso pembe makyaj bazı notlarım ise  ürün  fiyatı 20 TL idi. BB Cream ile yan yana durunca önce BB Cream baksam da ki onu sevmedim. Hatta tester şeklinde uygulamasını yaptım. Ciltte ağırlık yapan yapış yapış anlam veremediğim şekilde rahatsızlık yapan bir üründü. Umarım benim denediğim dışında başka çeşitleri vardır çünkü yeniden bakmak istiyorum. Memnun kalmayınca makyaj bazı hemen yanında gördüm. İlk deneme için hoşuma gitti. Özelliklerinde yumuşak uzun sürecek bir makyaj vaat etmekte. 

Mağaza denemesi hariç bugün ilk kez tam olarak uyguladım. İlk kullanım için memnun kaldım. Gelecek olan hafta için sıklıkla kullanıp tam kararımı o şekilde vermek istiyorum. Aydınlık bir görünümü ve ciltle hemen özleşen bir duruşu var öyle ki BB Cream den daha çok cilt tonunu aydınlattığını söyleyebilirim.
   Şimdilik yazacaklarım bu kadar ama mağazayı özellikle çalışanları çok ilgili bulduğumu söyleyebilirim. Masaj konusunda ilgimi çok fazla çeken ürün oldu. Akapuntur bölgeleri için çeşitli fırçalar gördüm. Fiyatlar hiç abartılı değil. İyi ki açıldın Miniso diyorum. Portakal çiçeği festivali İnstagram da takip ediyor musunuz bilmiyorum ama bence bir bakın oldukça hareketli bir festival. Yorumlarınızı bekliyorum. Güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileği ile...

18 Ekim 2016 Salı

SONBAHAR KIŞ ARASI

      Sonbahar- Kış arası bir yerlerde...Bu ara herkes kış yorgunluğuna karşı hazırlıklı olmaya çalışıyor. Belki de ben öyle düşünüyorum. Alışkanlıklarımdan kolaylıkla vazgeçebilen birisi değilim. Bu yüzdendir midir bilmem yazda kalmayı isterim. Yaz mevsimi sanki benim mevsimim. Soğuk değil... Sıcak...Aklımda hangi kitaptan kaldığını anımsayamadığım bir cümle; soğuk sevmem... Soğuk hastalık demektir her türlü zorluk demektir. Lakin yaz böyle midir! İnsan sıcaktan bunalsa dahi serinlemenin yolunu bir şekilde mutlaka bulur. Bende böyleyim. Her mevsimin bir güzelliği var biliyorum. Her mevsimin kendine ait bir acısı, hüznü var. Sonbaharında, Kışın da, Baharında ve Yazında... Peki ya bu ayların?
       Ekim; Sonbahar-Kış ayı. İki mevsiminde sorumluluğunu yüklenen bu ayda her daim garip bir hüzne kaptırırım kendimi. Okul zamanları en çok da lise de; pencere kenarında oturduğum sıramdan dersten çok dışarıyı izlerdim. Sabahın rengini görebilmek için yada bilmeden bağlandığım alışkanlıklarıma sadakatimi sürdürebilmek için. Ne komik... Karşı apartmanda üçüncü kattaki ailenin perşembe günlerinin temizlik günü olduğunu hala hatırlarım ya da apartman bahçesinde beslenen tavukların bir gün sanki gürültüden şikayet edilmişçesine nasıl başka yerlere götürüldüğünü. Üniversite de ise çıkmaz sokağı aydınlatan tek sokak lambasının hemen yanı başındaki apartmandaki evime koşarcasına gittiğimde nasıl bilgisayar çantamı odama bırakıp ışık almayan salonda kışı hissettiğimi hatırlıyorum. Alışkanlık anısı işte. Bazen oluyor. Hatırlamak için unutmak gerekir diye söylerim hep fakat unutmadım ki...
           Fotoğraf günün kısa bir özeti değil. Uzun zaman öncesine ait. Adana'da Merkez Sabancı Camisi'ne doğru köprü üzerindeki kalabalığa rağmen bir nefeslik molanın fotoğrafı. Bazen keşke kalabalıklar bir süre ara verse ben de bu güzel manzarayı daha fazla izleyebilsem diyorum. Hüzünlerini suya bıraktıran mitolojiler gibi.... Mutlaka sizlerin de vardır seçtiğiniz mola yerleriniz. Hayata dair yorgunluklarınızı bir süreliğine dahi olsa unutacağınız yerler. Umarım sonbahar-kış mevsimi arası bu ayda tüm güzellikler için en azından başlangıçlarımızı yapmış oluruz. Umut her daim bizlerle olsun :)